Reklam Alanı x Site Geneli
Kule Reklam
Kule Reklam -1
Menu
Reklam Alanı x Site Geneli

Cumhuriyetimiz 102 yaşında!

Tarihçi Prof.

Reklam Alanı
GİRİŞ: 28 Ekim 2025 - 15:26
Cumhuriyetimiz 102 yaşında!
Fotoğraf : BEYAZ
Reklam Alanı x Haber Detay
Haber Detay x Reklam Alanı

Tarihçi Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, Cumhuriyet’in kuruluşunun 102. yılına ilişkin yaptığı değerlendirmede, Cumhuriyet’in en büyük kazanımının, halka inanç, cinsiyet veya köken ayrımı olmaksızın “eşit yurttaşlar olma” bilincini kazandırması olduğunu vurguladı. 

Geçmişle kavga etmek yerine geleceğe odaklanmak gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, “Öncelikle geçmişte horoz döğüşü yapmak yerine yönümüzü ânâ ve geleceğe dönmeliyiz. Bugün tüm farklı kesimlerin birlik ve dayanışmasıyla ancak vatanımızı daha güvenli ve refah içinde bir yuva hâline getirebileceğimizi unutmamalıyız.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, Cumhuriyet’in kuruluşunun 102. yılına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Ülkenin tüm vatandaşları eşittir!

“Cumhuriyet’in en büyük kazanımı, aynı vatanda yaşayan bütün halk kitlesine ‘eşit yurttaşlar olma’ duygusunu kazandırmış olmasıdır.” diyen Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, şöyle devam etti:

“Yurttaşlık bilinci, hangi toplumsal kimliklere sahip olursak olalım, hepimizin eşit haklara sahip bireyler olduğumuzun farkında olmak demektir. Yani inancımızdan, cinsiyetimizden, soyumuzdan ya da gelir düzeyimizden bağımsız olarak, bu ülkenin tüm vatandaşları eşittir. Bu eşitlik bilincinin toplumsal düzeyde yerleşebilmesi ise Cumhuriyet’in ilanıyla mümkün olmuştur. Bu yönüyle Cumhuriyet’in kuruluşu, yalnızca bir yönetim biçimi, rejim değişikliği değil, halkın kendi gücünün farkına vararak kaderini tayin etme cesaretini kazandığı tarihsel bir dönüm noktasıdır.”

Toplumun yapısal temelleri yeniden inşa edildi

Cumhuriyet’in kuruluş sürecinin, ülke tarihindeki en büyük toplumsal kırılmalardan biri olduğunun söylenebileceğini dile getiren Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, “Çünkü bu süreç ülkenin geçmişindeki en köklü toplumsal ve siyasal dönüşüm anlarından biridir. Sadece monarşiden cumhuriyete geçişi değil, toplumun yapısal temellerinin yeniden inşasını da ifade eder. Cumhuriyet öncesi devirde diğer tüm imparatorluk formlarında olduğu gibi bizde de toplumu oluşturan bireylerin siyasal aidiyeti hanedana ve dine dayalı bir hiyerarşiye yönelikti. Cumhuriyet’le birlikte bu aidiyetin yerini halkın iradesi, yani ‘hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğu’ anlayışı aldı. Böylece birey-devlet arasındaki ilişkide tam anlamıyla bir paradigma dönüşümü yaşandı. Osmanlı’nın 600 yıllık kadim geleneğinde yaşanan bu kırılma, doğal olarak yeni ulus devletin, Türkiye’nin siyasal kültürünü, toplumsal değerlerini ve kimlik algısını da yeniden şekillendirdi.” dedi.

Cumhuriyet fikri toplumunun tüm kesimlerinde sarsılmaz bir yer edindi

“Cumhuriyet fikrinin Türkiye toplumunun tüm kesimlerine yüzde yüz yerleştiği söylenemez ancak bu fikrin toplumsal bilinçte kalıcı ve de sarsılmaz bir yer edindiği tartışmasızdır.” diyerek görüşlerini ifade eden Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, “Toplumun tüm kesimlerine neden yerleşememiş olduğuna dair çeşitli açıklamalar yapılabilir. Bunlardan en yaygını, pek çok coğrafyada olduğu gibi bizde de cumhuriyetle birlikte yaşanan toplumsal dönüşümün ‘yukarıdan aşağıya’ bir modelle kurgulanmasıdır. Bu nedenle ilk dönemlerde cumhuriyet fikri bilhassa özellikle kentli, eğitimli ve devletle yakın temas hâlinde olan kesimlerde güçlü bir karşılık bulmuştur. Diğer kesimlerde aynı şekilde karşılık bulmamasının başlıca sebebi ise geleneksel yaşam biçimlerinin ve dini-kültürel referansların bu çevrelerde daha belirleyici olmasıdır. Bugün gelinen noktada, cumhuriyet fikri, yani halk egemenliği, eşit yurttaşlık ve hukukun üstünlüğü gibi temel ilkeler kuşkusuz geniş kabul görmektedir fakat hem yorumlanması hem de içselleştirilme düzeyleri farklı kesimlerde değişiklikler gösterir. Fakat bu durumun bizim tarihimize münhasır olmadığını, her devirde ve her türden yeniliğe karşı toplumun çeşitli kesimlerinin birbirinden farklı tutumlar geliştirdiğini de vurgulamak gerekir.” diye konuştu.

Cumhuriyet, Osmanlı’nın geleneksel yapısından kopuşu ifade ediyor

Cumhuriyet’in, en öz haliyle Osmanlı’nın geleneksel yapısından kopuşu ifade ettiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, şöyle devam etti:

“Dolayısıyla 600 yıllık alışılmış kadim bir geleneğin değişimi ve dönüşümü hiçbir toplum için kolay olmayacaktır, bizim için de öyle oldu. Din ile devlet işlerinin ayrılması yani din-devlet-kamusal yaşam ayrımının içselleştirilmesi, 600 yıllık alışkanlıkları olan bir halk kitlesi için kuşku yok ki hassas ve uzun soluklu bir sürece ihtiyaç duyar; kimi kesimlerde adaptasyon ve kabul sorunlarına yol açar. Zira yeni rejimle birlikte geleneksel otorite zayıflayıp dinin kamusal alandaki rolü sınırlandırılınca yüzlerce yıldır halk tarafından alışılagelmiş toplumsal düzenin güvenlik kurumları da ya zayıflamış ya da ortadan kalkmıştır. Haliyle bu durum karşısında geleneksel bağlantıları daha güçlü kesimler için kolektif bilinçte yani insanların alıştığı kurallar, değerler ve davranış biçimleri bütününde derin bir kırılma yaşanarak güven, aidiyet ve öngörülebilirlik duyguları tehdit edilmiştir.”

Cumhuriyet Türkiye’de birleştirici bir çerçeve sundu

Öte yandan kadın hakları, kıyafet ve dil inkılabı gibi toplumsal değişimlerle yerleşik değerlerin çok hızlı biçimde değişmesinin, geleneksel bağlılığı yüksek olan kesimlerde kaygı düzeyini artırarak direnç ve tepkiye yol açtığını da hatırlatan Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, “Zira yenilik ve değişim karşısında hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ‘bilinen eskiyi tercih etme’ eğilimi genellikle daha güçlüdür. Aynı nedenle yeni rejimin birey-vatandaş kimliğini içselleştirmek de yüzyıllardır bilinen, tanıdık olan eski kimlik, aidiyetler ve yaşanan güven duygusu yerine yeni kimlikle özdeşleşmeyi zorlaştırmıştır; çünkü yeni kimlik de her şeyiyle bir hayli yabancıdır. Sonuç itibariyle cumhuriyet Türkiye’de birleştirici bir çerçeve sunmuş ancak hemen tüm kesimlerce aynı oranda içselleştirilmemiştir. Geleneksel aidiyetleri güçlü kesimler cumhuriyetle birlikte yüz yüze kaldıkları güvendikleri eski otorite ve düzenin kaybına tepki vermiştir.” şeklinde konuştu.

Geçmişle kavga etmek yerine geleceğe odaklanılmalı

Geleceğe dair yol haritası çizen Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, “Öncelikle geçmişte horoz döğüşü yapmak yerine yönümüzü ânâ ve geleceğe dönmeliyiz. Dünyada ve ülkemizde, Cumhuriyet’in ilanıyla başlayan ulusal kimlik inşa sürecinin artık farklı dinamiklerle ilerlediğini ve zamanın ruhunun değiştiğini kabul etmeliyiz. Bugün tüm farklı kesimlerin birlik ve dayanışmasıyla ancak vatanımızı daha güvenli ve refah içinde bir yuva hâline getirebileceğimizi unutmamalıyız.  Bu nedenle, katılımcı ve kapsayıcı eğitim politikaları, toplumun farklı kesimleriyle iş birliği ve diyalog, halk odaklı farkındalık ve deneyim fırsatları ile sosyal ve ekonomik eşitliği güçlendiren adımlar atmalıyız. Bunu yaparken, toplumun ritmini ve kültürel hassasiyetlerini gözeterek, 21. yüzyılda Cumhuriyet’in kazanımlarını vatandaşlık ve yurttaşlık değerleri temelinde toplumu birleştirecek şekilde yeniden yapılandırabiliriz.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Geçmişle kavga etmek yerine geleceğe odaklanmak gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, “Öncelikle geçmişte horoz döğüşü yapmak yerine yönümüzü ânâ ve geleceğe dönmeliyiz. Bugün tüm farklı kesimlerin birlik ve dayanışmasıyla ancak vatanımızı daha güvenli ve refah içinde bir yuva hâline getirebileceğimizi unutmamalıyız.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, Cumhuriyet’in kuruluşunun 102. yılına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Ülkenin tüm vatandaşları eşittir!

“Cumhuriyet’in en büyük kazanımı, aynı vatanda yaşayan bütün halk kitlesine ‘eşit yurttaşlar olma’ duygusunu kazandırmış olmasıdır.” diyen Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, şöyle devam etti:

“Yurttaşlık bilinci, hangi toplumsal kimliklere sahip olursak olalım, hepimizin eşit haklara sahip bireyler olduğumuzun farkında olmak demektir. Yani inancımızdan, cinsiyetimizden, soyumuzdan ya da gelir düzeyimizden bağımsız olarak, bu ülkenin tüm vatandaşları eşittir. Bu eşitlik bilincinin toplumsal düzeyde yerleşebilmesi ise Cumhuriyet’in ilanıyla mümkün olmuştur. Bu yönüyle Cumhuriyet’in kuruluşu, yalnızca bir yönetim biçimi, rejim değişikliği değil, halkın kendi gücünün farkına vararak kaderini tayin etme cesaretini kazandığı tarihsel bir dönüm noktasıdır.”

Toplumun yapısal temelleri yeniden inşa edildi

Cumhuriyet’in kuruluş sürecinin, ülke tarihindeki en büyük toplumsal kırılmalardan biri olduğunun söylenebileceğini dile getiren Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, “Çünkü bu süreç ülkenin geçmişindeki en köklü toplumsal ve siyasal dönüşüm anlarından biridir. Sadece monarşiden cumhuriyete geçişi değil, toplumun yapısal temellerinin yeniden inşasını da ifade eder. Cumhuriyet öncesi devirde diğer tüm imparatorluk formlarında olduğu gibi bizde de toplumu oluşturan bireylerin siyasal aidiyeti hanedana ve dine dayalı bir hiyerarşiye yönelikti. Cumhuriyet’le birlikte bu aidiyetin yerini halkın iradesi, yani ‘hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğu’ anlayışı aldı. Böylece birey-devlet arasındaki ilişkide tam anlamıyla bir paradigma dönüşümü yaşandı. Osmanlı’nın 600 yıllık kadim geleneğinde yaşanan bu kırılma, doğal olarak yeni ulus devletin, Türkiye’nin siyasal kültürünü, toplumsal değerlerini ve kimlik algısını da yeniden şekillendirdi.” dedi.

Cumhuriyet fikri toplumunun tüm kesimlerinde sarsılmaz bir yer edindi

“Cumhuriyet fikrinin Türkiye toplumunun tüm kesimlerine yüzde yüz yerleştiği söylenemez ancak bu fikrin toplumsal bilinçte kalıcı ve de sarsılmaz bir yer edindiği tartışmasızdır.” diyerek görüşlerini ifade eden Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, “Toplumun tüm kesimlerine neden yerleşememiş olduğuna dair çeşitli açıklamalar yapılabilir. Bunlardan en yaygını, pek çok coğrafyada olduğu gibi bizde de cumhuriyetle birlikte yaşanan toplumsal dönüşümün ‘yukarıdan aşağıya’ bir modelle kurgulanmasıdır. Bu nedenle ilk dönemlerde cumhuriyet fikri bilhassa özellikle kentli, eğitimli ve devletle yakın temas hâlinde olan kesimlerde güçlü bir karşılık bulmuştur. Diğer kesimlerde aynı şekilde karşılık bulmamasının başlıca sebebi ise geleneksel yaşam biçimlerinin ve dini-kültürel referansların bu çevrelerde daha belirleyici olmasıdır. Bugün gelinen noktada, cumhuriyet fikri, yani halk egemenliği, eşit yurttaşlık ve hukukun üstünlüğü gibi temel ilkeler kuşkusuz geniş kabul görmektedir fakat hem yorumlanması hem de içselleştirilme düzeyleri farklı kesimlerde değişiklikler gösterir. Fakat bu durumun bizim tarihimize münhasır olmadığını, her devirde ve her türden yeniliğe karşı toplumun çeşitli kesimlerinin birbirinden farklı tutumlar geliştirdiğini de vurgulamak gerekir.” diye konuştu.

Cumhuriyet, Osmanlı’nın geleneksel yapısından kopuşu ifade ediyor

Cumhuriyet’in, en öz haliyle Osmanlı’nın geleneksel yapısından kopuşu ifade ettiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, şöyle devam etti:

“Dolayısıyla 600 yıllık alışılmış kadim bir geleneğin değişimi ve dönüşümü hiçbir toplum için kolay olmayacaktır, bizim için de öyle oldu. Din ile devlet işlerinin ayrılması yani din-devlet-kamusal yaşam ayrımının içselleştirilmesi, 600 yıllık alışkanlıkları olan bir halk kitlesi için kuşku yok ki hassas ve uzun soluklu bir sürece ihtiyaç duyar; kimi kesimlerde adaptasyon ve kabul sorunlarına yol açar. Zira yeni rejimle birlikte geleneksel otorite zayıflayıp dinin kamusal alandaki rolü sınırlandırılınca yüzlerce yıldır halk tarafından alışılagelmiş toplumsal düzenin güvenlik kurumları da ya zayıflamış ya da ortadan kalkmıştır. Haliyle bu durum karşısında geleneksel bağlantıları daha güçlü kesimler için kolektif bilinçte yani insanların alıştığı kurallar, değerler ve davranış biçimleri bütününde derin bir kırılma yaşanarak güven, aidiyet ve öngörülebilirlik duyguları tehdit edilmiştir.”

Cumhuriyet Türkiye’de birleştirici bir çerçeve sundu

Öte yandan kadın hakları, kıyafet ve dil inkılabı gibi toplumsal değişimlerle yerleşik değerlerin çok hızlı biçimde değişmesinin, geleneksel bağlılığı yüksek olan kesimlerde kaygı düzeyini artırarak direnç ve tepkiye yol açtığını da hatırlatan Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, “Zira yenilik ve değişim karşısında hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ‘bilinen eskiyi tercih etme’ eğilimi genellikle daha güçlüdür. Aynı nedenle yeni rejimin birey-vatandaş kimliğini içselleştirmek de yüzyıllardır bilinen, tanıdık olan eski kimlik, aidiyetler ve yaşanan güven duygusu yerine yeni kimlikle özdeşleşmeyi zorlaştırmıştır; çünkü yeni kimlik de her şeyiyle bir hayli yabancıdır. Sonuç itibariyle cumhuriyet Türkiye’de birleştirici bir çerçeve sunmuş ancak hemen tüm kesimlerce aynı oranda içselleştirilmemiştir. Geleneksel aidiyetleri güçlü kesimler cumhuriyetle birlikte yüz yüze kaldıkları güvendikleri eski otorite ve düzenin kaybına tepki vermiştir.” şeklinde konuştu.

Geçmişle kavga etmek yerine geleceğe odaklanılmalı

Geleceğe dair yol haritası çizen Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, “Öncelikle geçmişte horoz döğüşü yapmak yerine yönümüzü ânâ ve geleceğe dönmeliyiz. Dünyada ve ülkemizde, Cumhuriyet’in ilanıyla başlayan ulusal kimlik inşa sürecinin artık farklı dinamiklerle ilerlediğini ve zamanın ruhunun değiştiğini kabul etmeliyiz. Bugün tüm farklı kesimlerin birlik ve dayanışmasıyla ancak vatanımızı daha güvenli ve refah içinde bir yuva hâline getirebileceğimizi unutmamalıyız.  Bu nedenle, katılımcı ve kapsayıcı eğitim politikaları, toplumun farklı kesimleriyle iş birliği ve diyalog, halk odaklı farkındalık ve deneyim fırsatları ile sosyal ve ekonomik eşitliği güçlendiren adımlar atmalıyız. Bunu yaparken, toplumun ritmini ve kültürel hassasiyetlerini gözeterek, 21. yüzyılda Cumhuriyet’in kazanımlarını vatandaşlık ve yurttaşlık değerleri temelinde toplumu birleştirecek şekilde yeniden yapılandırabiliriz.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı : BEYAZ

Bu haber toplamda 14 kez okunmuştur.
Haber Detay x Reklam Alanı
BENZER HABERLER
Haber Detay x Reklam Alanı

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir

Haber Detay x Reklam Alanı
Haber Detay x Reklam Alanı
PUAN DURUMU
O AV P
1 Galatasaray Galatasaray 15 32 36
2 Fenerbahçe Fenerbahçe 14 31 32
3 Trabzonspor Trabzonspor 14 25 31
4 Göztepe Göztepe 14 17 26
5 Samsunspor Samsunspor 15 22 25
6 Beşiktaş Beşiktaş 14 24 24
7 Gaziantep FK Gaziantep FK 14 21 22
8 Kocaelispor Kocaelispor 14 12 18
Tamamını Göster
15 Eyüpspor Eyüpspor 14 9 12
16 Kayserispor Kayserispor 14 14 12
17 Gençlerbirliği Gençlerbirliği 14 14 11
18 Karagümrük Karagümrük 14 13 8
O AV P
1 Pendikspor Pendikspor 15 29 32
2 Bodrum FK Bodrum FK 15 36 30
3 Amed Sportif Amed Sportif 15 33 29
4 Esenler Erokspor Esenler Erokspor 15 35 28
5 Erzurumspor Erzurumspor 15 28 26
6 Arca Çorum FK Arca Çorum FK 15 23 25
7 Iğdır FK Iğdır FK 15 23 25
8 Serik Belediyespor Serik Belediyespor 15 20 25
Tamamını Göster
17 Sarıyer Sarıyer 15 13 14
18 Manisa FK Manisa FK 15 21 13
19 Hatayspor Hatayspor 15 15 5
20 A.Demirspor A.Demirspor 15 11 -16
O AV P
1 Arsenal Arsenal 14 27 33
2 M.City M.City 14 32 28
3 Aston Villa Aston Villa 14 20 27
4 Chelsea Chelsea 14 25 24
5 C.Palace C.Palace 14 18 23
6 Sunderland Sunderland 14 18 23
7 Brighton Brighton 14 24 22
8 M. United M. United 14 22 22
Tamamını Göster
17 Leeds United Leeds United 14 16 14
18 West Ham United West Ham United 14 16 12
19 Burnley Burnley 14 15 10
20 Wolves Wolves 14 7 2
O AV P
1 Bayern Munih Bayern Munih 12 44 34
2 RB Leipzig RB Leipzig 12 22 26
3 B. Dortmund B. Dortmund 12 21 25
4 Leverkusen Leverkusen 12 28 23
5 Hoffenheim Hoffenheim 12 25 23
6 VfB Stuttgart VfB Stuttgart 12 21 22
7 E. Frankfurt E. Frankfurt 12 28 21
8 Freiburg Freiburg 12 19 16
Tamamını Göster
15 Wolfsburg Wolfsburg 12 14 9
16 FC Heidenheim FC Heidenheim 12 10 8
17 St. Pauli St. Pauli 12 10 7
18 Mainz 05 Mainz 05 13 11 6
O AV P
1 Barcelona Barcelona 15 42 37
2 Real Madrid Real Madrid 15 32 36
3 Villarreal Villarreal 14 29 32
4 Atletico Madrid Atletico Madrid 15 28 31
5 Real Betis Real Betis 14 22 24
6 Espanyol Espanyol 14 18 24
7 Getafe Getafe 14 13 20
8 Athletic Bilbao Athletic Bilbao 15 14 20
Tamamını Göster
17 Osasuna Osasuna 14 12 12
18 Girona Girona 14 13 12
19 Levante Levante 14 16 9
20 Real Oviedo Real Oviedo 14 7 9
O AV P
1 AC Milan AC Milan 13 19 28
2 SSC Napoli SSC Napoli 13 20 28
3 Inter Inter 13 28 27
4 Roma Roma 13 15 27
5 Como Como 13 19 24
6 Bologna Bologna 13 22 24
7 Juventus Juventus 13 17 23
8 Lazio Lazio 13 15 18
Tamamını Göster
17 Parma Parma 13 9 11
18 Pisa Pisa 13 10 10
19 Fiorentina Fiorentina 13 10 6
20 Verona Verona 13 8 6
O AV P
1 Lens Lens 14 24 31
2 PSG PSG 14 27 30
3 Marsilya Marsilya 15 35 29
4 Lille Lille 15 29 29
5 Rennes Rennes 14 24 24
6 Lyon Lyon 14 21 24
7 AS Monaco AS Monaco 15 26 23
8 Strasbourg Strasbourg 14 25 22
Tamamını Göster
15 Lorient Lorient 14 18 14
16 Nantes Nantes 14 12 11
17 Metz Metz 14 14 11
18 Auxerre Auxerre 14 8 9
O AV P
1 PSV Eindhoven PSV Eindhoven 14 44 37
2 Feyenoord Feyenoord 14 35 31
3 NEC Nijmegen NEC Nijmegen 14 36 24
4 Alkmaar Alkmaar 14 26 24
5 Ajax Ajax 14 25 23
6 FC Groningen FC Groningen 15 21 23
7 FC Utrecht FC Utrecht 14 25 21
8 FC Twente FC Twente 14 22 20
Tamamını Göster
15 FC Volendam FC Volendam 14 17 14
16 Heracles Heracles 14 22 13
17 NAC Breda NAC Breda 14 15 12
18 Telstar Telstar 14 16 10
Reklam Alanı x Site Geneli
Reklam Alanı x Site Geneli